Sayfa Sayısı: 496
Goodreads Puanı: 3.94 (98 ratings)
"Elimden gelse hâli hazırda kenetlenmiş ellerimizden güç alıp onu bu evden kaçırırdım. Denizi görebileceğimiz bir yere giderdik belki... Hiç konuşmazdık. Dudaklarımız değil, dokunuşlarımız konuşurdu bizim yerimize... Başımı onun geniş omzuna yaslayıp burnumu boynuma gömerdim. Onun o tatlı kokusunu doya doya içime çekip gözlerimi yumardım. İnanıyorum ki birlikte olsak her şey daha güzel olacaktı. Belki daha kolay..."
Ailesi, kızkardeşinin tedavisi için Amerika'ya gittikten sonra Balkanlı Ailesi'nin evinde yaşamaya başlayan İde'nin hayatı, bir gün rüyasında evin oğlu Aslan'ı görmesiyle tamamen değişir. Herkese, her şeye ve özellikle aşka karşı soğuk ve ilgisiz görünen Aslan Balkanlı'ya yavaş yavaş âşık olmaya başlayan İde, tutulmaya başladığı adamın buzlarını eritebilecek midir? Yaralı bir aşkın hayaletiyle boğuşan Aslan ise onun seven bir kadının varlığını kabul edebilecek mi?
BENİM YORUMUM
Selam arkadaşlar!
Nasılsınız?
Ben iyim. Değilim.
Okul çok berbat. Yaz gelse de kendimi dizi, film, kitap kutsal üçlüsüne gömsem.
Bu kitabı aslında Ocak'ta okudum. Üç buçuk ay geçmiş üzerinden. Üşengeçlik yüzünden önce bir kağıda yazıyorum, daha sonra bloga yazıyorum. Ama işte böyle olunca da aksıyor gördüğünüz gibi. Elimde daha on tane yorum daha var.
İyi tarafından bakalım, üç güne bir bu yorumları paylaşsam bir ay yalnız kalmayacaksınız. *Üç gün bir giremeyeceğimi biliyorum...*
Güzel adam...
Bu terimi neden bilmem çok sevdim. Zaten verdiğim puanın yüzde otuzluk kısmı bundan.
Açıklayamıyorum ama sevdim ya.
İde'nin ailesi, küçük kardeş Sıla'nın kistik fibroz hastalığını daha iyi şartlarda tedavi ettirebilmek için Amerika'ya giderler. Ama İde, son sınıf olduğundan ve okulunu bir yıl daha uzatmak istemediği için anneannesinin arkadaşı Dilber Teyze'nin çalıştığı evde kalır.
Ben ilk başta İde'yi de çalıştıracaklarını düşünmüştüm. Fakat bunun aksine "Çalışma kızım, sen misafirsin." gibi tepkiler okudum. Bu tepkiyi genellikle babacan ve evin reisi olan Uğur Bey veriyor. Karısı Firuze Hanım'ın soğuk tavırları ve oğlu Aslan'ın ulaşılamaz ve buz gibi oluşunun yanında Uğur Bey'in verdiği tepki çok sıcak.
İde'nin yakın arkadaşları da var tabi. Bahsetmezsem rahat edemem.
Çağrı; kızlar yerine erkeklerden hoşlanan biri. İde'yle evini paylaşmak bir yana tüm dertlerine de yardımcı oluyor.
Mine... Mine, Mine işte. İyi bir kız(?). Emin değilim.
Engin ise İde'den feci şekilde hoşlanan bir karakter. Engin hiç hoşuma gitmedi zaten.
Aslan.
İde'nin tepkisiyle güzel adam.
Geçmişte yaşadıkları yüzünden soğuk bir karakter.
İde ise ara ara cesurlaşıyor.
Tamam, cesur hareketleri yapmasa olmazdı çünkü Aslan asla ilk adımı atmaz. *Ama saçma.*
Alın size kitaptan bir ders: Bazen ilk adımı atmak gerekir. Cesur olun.
*Kitaplardan da ders çıkarabiliyormuşuz demek ki.*
Bu arada Şahmelek, güzeller güzeli, melekler kadar güzel anlamına geliyor.
Kitabı orta halli beğendim. Bunun nedenlerini açıklayacağım.
İlk olarak, İde yukarıda da dediğim gibi bazen cesur bazen kedi oluyor. Biraz sıkıcı bir durum. Yani ne olacağına karar vermen gerekiyor.
Aslan, madem kızı güzel buluyorsun, o halde bu zamana kadar neden böyle davrandın da bir anda açıldın?
Aslan'ın geçmişinden kötü anlar olması ve Grey'e benzemesi? Tamam bir yere kadar eyvallah, ama bir yerden sonra insan durup düşünüyor. Bu kadar benzerlik tesadüf mü yoksa olay Grey'den mi yola çıkmış diye.
Ayrıca kitap sürekli mutluydu. Yani araya sinir bir karakter kattın tamam ama o, olaylarda işlevsiz kaldı. Azıcık karakterleri kızıştır. Sürekli mutlu, sürekli mutlu bana bir baygınlık geldi.
Son sayfalardaki bir olay olmasa ikiydi yani. O biraz kurtardı bence olayı.
Dediğim gibi beğendim de beğenmedim de.
Aslında üzerinden zaman geçtiği bir yönde iyi oldu. Çünkü kitap bittikten sonra tepkim farklıydı fakat düşündükçe aslında şuralarda hatalar var, olmamış dedim.
Kapaktan puan aldı zaten.
Yukarıda bahsettiğim noktalardan da kırdım.
“Sarılmak, bir bedende iki kalp atışını hissetmekti. Öyle bir elektrikti ki sarıldığınızda her şey silinirdi yeryüzünden. Sadece o an olurdu. Sonsuz bir huzur kaplardı havayı... Tutku, istek ya da şehvet değildi.”
3 Karavan: Ortalama bir kitaptı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder