15 Eylül 2015 Salı

Elli Ton Serisi-E.l James (Düşüncelerim&Alıntılar)

 Kitapların Orjinal Adları: 

4/5  3.70 (1,172,849 oylama)
5/5  3.91 (524.461 oylama)
5/5  3.91 (525.111 oylama)

Çevirmen: Sevinç S. Tezcan

Selaam! 
Nasılsınız?
Umarım iyisinizdir. 
Ben iyiyim. Yepyeni şarkılar keşfediyorum. Yepyeni uygulamalar, insanlar...
Bu sefer bir seri yorumlamasıyla karşınızdayım. Yani aslında düşüncelerimle. 

Umarım beğenirsiniz. 
Yalnız baya uzun olacak, baştan söylemesi. :D


Kitaplara tek tek ne diyeceğimi bilemedim.
Aslında diyebilirdim fakat zaten herkes konusunu biliyor kitapların, benim diyeceğim bir şey fikirlerinizi değiştirir mi bilemem. Ki zaten ben de okuyanlardan farklı bir şey söylemeyeceğim. Seriyi beğendim. Çok beğendim.

Konuyu herkes biliyor değil mi? Değinmeme gerek var mı?

Christian Grey farklı zevkleri olan bir adamdır. Anastasia Steele’i gördüğünde onun bu zevklerine uyum saylayacağını düşünür.
Anastasia zaten onu ilk gördüğünde tutulur. Grey’in de pek farklı bir yanı yoktur.
Muazzam güç, gizli hayallerinizde, kendi kendinizi dünyaya her şeyi kontrol etmek üzere geldiğinize inandırmaktan geçer.
Konuyu basit anlatışıma bakmayın. Acayip güzel. Zaten herkes biliyor diye kısa tuttum.
Bence yazar gayet güzel bir kurgu çıkarmış. Olayların bağlanış şekli de güzeldi.
Her zaman basketbol ya da voleybolda en son seçilenlerden biri olmuştum, ama bunu anlıyordum. Koşarken bir yandan sıçramak ya da top atmak gibi bir şey yapmak bana göre değildi. 
İlk kitaba gelirsek; ben ilk kitabı geçen sene okumuştum ve üç puan vermiştim. Olayların fazla geldiğini, Christian’ın fazla acımasız olduğunu, Ana’nın bunu kendi isteyip kendinin bulduğunu düşünmüştüm.
Şimdi tekrar okuduğumda olayların çok mantıklı geliştiğini fark ettim. Bence öyle bir son diğer kitaplar için ve serinin kurgusu için çok mantıklı olmuş.
“Çünkü içimde bombokluğun elli farklı tonu var Anastasia.”
İkinci okuyuşumda beğenmemin nedeni belki büyüdüğümden, belki de aşka daha fazla yoğunlaştığımdan. Bilmiyorum.
Kitaptaki espriler, birbirleri arasındaki mailleşmeler… Allah’ım çok güzeldi.
BlackBerry’yi sarjda bıraktığım için bütün öğleden sonra yanımda değildi. Temkinle yaklaştım ama hiç mesaj olmadığını görünce bozuldum. Bilgisayarı açtım, orada da mesaj yoktu. Bilinçaltım bana, İkisi aynı e-posta adresi, Ana, diyerek gözlerini devirdi…
 *İkinci kitaptan alıntıları spoiler sayabilecekler okumasın.*

İkinci kitapsa serideki en en en beğendiğim kitap.


BA-YIL-DIM!

James mikemmel yazmış, çevirmen de mikemmel akıcıkta çevirmiş.
Christian değişmiş. En azından değişmeye çalışıyor. Tabularını yıkmaya başlıyor.
“İyi olmakla uzaktan bile alakam yok. Beş gündür güneş batmış ve bir daha doğmamış gibi hissediyorum, Ana. Burada daimi bir gecenin içindeyim.”
Bu adamı nasıl seversiniz diyordum. Bu hastalıklı ruhlu adamı. Ama bu kitapta anladım. Ben, bu adamı sevmeyen ben, bu kitapta salyalarım aka aka okudum.
İlk kitaba kıyasla bu kitapta seks sahneleri kısa tutulmuştu. Yani tam olaya girecekken olayın sonrasına değiniyordu.
Yani, sadece esmerleri beğeniyordu. Nedenini merak ettim. Bayan Yaşlı Olmasına Rağmen Olağanüstü Muhteşem Robinson onu sarışınlardan gerçekten soğutmuş olabilir miydi? Kafamı salladım. Christian KafaBeceren Grey.
Bence insanla ilk kitabı okuduktan sonra beğenmiyor fakat ikinci kitabı okuduktan sonra seriye aşık oluyor.
İkinci kitapta çok hoşuma giden yerler oldu. Kitabı sürekli gözümde minik parıltılarla ve tebessümle okudum.
“Beni seviyorsun,” diye fısıldadım.Gözleri daha da irileşti ve ağzı aralandı. Soluksuz kalmış gibi, derdin bir nefes aldı. Eziyet çeker gibi savunmasız bir hali vardı.“Evet,” diye fısıldadı. “Seviyorum.”
Hele bu alıntı… Bu alıntıyı bin beş yüz kez okudum. Snapchat’te öyküm yaptım. Ertesi gün arkadaşlarıma okuttum. Bu alıntı beni baya bir etkiledi. Belki de ilk göz yaşı damlamı burada akıttım.

Bu kitapta eski bir tanıdık devreye giriyordu. Fakat sadece kitabın yarısında vardı. Kitaplar çok uzun. Bu yüzden bir sürü olay oluyor. Ben şey yapamıyorum.
Yine mailler beni benden aldı. Gülmekten koptum. Bu mailler seriye apayrı bir hava katıyor. Bence mükemmel düşünülmüş.
Christian ve Ana’nın maillere attıkları imzalar çok komik. Mesela;Christian Grey       
Tamamen ve Körkütük Aşık CEO, Grey Şirketler Topluluğu
Christian GreyCanı Tamamen ve Büsbütün Daha Da Sıkkın Ama Bilinmeyen Bir Nedenden Ötürü Gülümseyen CEO, Grey Şirketler Topluluğu
Ya şunlara bakar mısınız? Nasıl da komik.
AA, bir de şey var. Aslında bu alıntı da çok hoşuma gitti ama kitabın sonu hakkında da spoiler oluyor birazcık. Bu yüzden beyaz renkli yapıcam.

Pis pençelerini oğlumun üstünden çek, seni kaltak ve evimden hemen defol, şimdi!

Dediğim gibi bir sürü olay vardı. Christian bu kitapta çok değişti. En azından değişmeye çalıştı. Bu çok güzeldi.
“Saatlerce seni uyurken izledim,” diye mırıldandı. “Seni sevmeye o zaman başlamış olabilirim.”
Üçüncü kitaba biraz ön yargı ile başladım. Çünkü Goodreads’teki yorumlar kitabın satılmak için yazıldığını söylüyordu. Çok aşk, çok vıcıklık olduğunu söylüyorlardı.

Öyle olduğunu düşünmüyorum. Tamam Christian Grey’e göre vıcıktı. Ama o kadar değildi. Bana göre her şey dozundaydı.

Kitabı üç kısıma ayırıcam. Hyde şey olana kadarki kısımda çok mutluydu. Üç puan dedim.
Bebeği öğrenmeli kısım ikinci kısımdı. Dört dedim
Ve sonraki olaylar...  Ah dedim ki bu kitabı, bu seriyi sevmeyenler zalim.
Böyle de düzenleme yaptım kafamda. :D
Lafın özü bu seriyi sevdim.

Aslında bu yazı da yorum olmadı pek. Seriyi herkes biliyor diye konuyu anlatmadım, ona göre yorum yapmadım. Sadece düşüncelerim ve alıntılarla dolu bir yazı oldu.

Umarım beğenmişsinizdir. :’)

Lütfen yorum bırakmayı unutmayın. Düşüncelerinizi merak ediyorum.
Hepinizi çok seviyorum, bir sonraki yazımda görüşmek üzereee!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder