Yayınevi: İndigo Kitap
Sayfa Sayısı: 400
Goodreads Puanı: 3,83 (1.047 oylama)
Çevirmen: Esra Yüksel
'Bir günde hayatınızdaki her şeyi kaybetseydiniz, ne yapardınız?'
Nell Sullivan, otuz üç yaşında, başarılı, iş odaklı yaşayan, bir barışıp bir ayrıldığı sevgilisiyle aynı işyerinde çalışan kontrol manyağı bir kadındır. Fakat bir gün içinde kendisini hem evsiz hem işsiz hem de sevgilisinden ayrılmış olarak bulur. Hayatındaki her şey kontrolünden çıkmıştır.
Nell Sullivan bu durumla baş etmek için bir çılgınlık yapmaya karar verir: San Francisco'da yaşayan kuzeni Lizzie'yi ziyaret etmek. Nell'in tamamen kontrolü dışında gerçekleşen bu gezi sayesinde Nell, daha önceleri hayal bile edemeyeceği tamamen başka bir dünyanın kapılarını aralar.
BENİM YORUMUM
Selaam!
Nasılsınız?
Umarım iyisinizdir. Ben hastayım. Hem de kaç gündür. Hava tam grip havası, aman dikkat kendinize.
Üçüncü tur kitabımızla karşınızdayım. Nasıl? Güzel bir
ilerleme var mı sizce bizde? Biraz saçma bir cümle oldu ama neyse.
Tur arkadaşlarımla farklı tarzda kitaplar okuyoruz fark
ettiyseniz. Bu her tarza açık olduğumuzdan. Farklı şeyler deneyip tek bir türe
bağlı kalmak istemeyişimizden.
Kitabın konusu arka kapaktan anlaşılıyor zaten. Bu yüzden
Selen geleneğini bozarak konudan bahsetmeyeceğim. Hem nedense bu aralar
yorumlarım pek bir uzadı. İyi mi sizce bu? Ay, neyse Konudan konuya saptım.
Yorumuma geçelim.
Kitabı bir günde bitirdim. Zaten şaşırılacak bir şey yok.
Dört yüz sayfalık bir kitap. Ama tabi ki bitirmememde akıcı olmasının da
faydası vardı.
Nell, işini kaybettikten sonra San Francisco’ya kuzeni
Lizzie’nin yanına gidiyor. Burada o kadar şey öğreniyor ki. Yıllar süren iş
bunaltısından uzak bir fincan kahvenin tadını çıkartıyor. Gülümseyen insanların
içini ısıttığını fark ediyor. Hayatının büyük yerini kaplayan fakat sonra
unutulan aşçılık yeteneğini tekrar su yüzüne çıkartıyor. En önemlisi de kimseye
söyleyemediği kendi restoranını açma hayalini burada dile getiriyor, burada bu
konu hakkında yardım alıyor. Burada hayallerini gerçekleştirmeye yaklaşıyor.
Bu kitap bana bunu öğretti işte. Hayallerimi içimde tutmamam
gerektiğini, onları gerçekleştirmek için uğraşmam gerektiğini öğretti. Bu
yüzden bu kitaba minnettarım.
Kitaptaki her karakter çok samimiydi. Aidan’ı samimi
bulmuyordum tabi ki başta. Fakat o bile tatlı geldi zamanla.
Kısacası yazar hiçbir karakterden nefret ettirmedi. Tam
anlamıyla aşık da oldurtmadı.
Tam kafa dağıtmalık eğlenceli bir kitaptı.
Yayın evine kitabı gönderdikleri için teşekkür ederim
tekrardan.
Yazımı kısa tuttum. Neden böyle oldu bilmiyorum. Bu aralar
içimden hunharca yazma isteği geçmiyor nedense. Ama kitap okumaya devam.
*Sanırım sorun, tam anlamıyla bayıldığım bir kitabın
olmaması…
Tavsiyelere açığım her zaman arkadaşlar.
Yorum bırakmayı
unutmayın. Sizi çok seviyorum.
4 Karavan: Beğendim. Okumalısın
Blogunuzu severek takip ediyorum. Ben henüz yeniyim buralarda. Bloguma göz atmak isterseniz :)
YanıtlaSilhttp://dahacokkitap.blogspot.com.tr/
Tabi :')
Sil